31 Ekim 2009 Cumartesi

bir bukle mimari

kadirli belediye binası ve kültür merkezi projemiz...
.
ana yoldan giriş cephesi görünümü...beyaz kısım belediye, siyah olan başkanlık...
.

avlu...binayı yarıp geçen yaya aksı...
.
nehirden arka cephe görünümü...
.
yan cephe...
.belediye ve avlu kesit perspektif...

29 Ekim 2009 Perşembe

alternatif sinema

harika bir sinema filmi yakında vizyona girse...

adı ingilizce "the sewing lover" olsa..

türkçeye "ölümüne dikmek" olarak çevrilse...

konusu kocasını aşırı seven ve kıskanan bir kadının kocası tarafından kendi sırtına diktirilmesi olsa...

öyle bir ceza olsa ki bu kadına, kadın sevdiğiyle hem sürekli beraber olsa, hemde yüzünü hiç bir zaman göremese, dokunamasa...

sevgi mi intikam mı bu belli olmasa...

sonunda aynı kanı, aynı kalbi aynı beyni kullanmaya başlamaları...ölümsüz aşk ve bütünleşme...


afişide şöle bişi olsa mesela...

talat ata ip atlat

biricik yeğenim ege 1 sınıfta şu anda bunu okumaya çalışıyor..."talat ata ip atlat"

alilere ayşelere ne oldu a dostlar...talat kim?...at...ip...
ali top atıverseydi işte...

artı çocuk talat demekte zorlanmakta..telat veya talat okumaya çalışan biri için çok ağır değil mi?...sonrasında "yedi genç zenci bir zencirde ip atlıyor" demeye çalıştırabilirler...



temsili talatla at

21 Ekim 2009 Çarşamba

nostaljik

-80lerdeki parizyen müjde reklamındaki baş kadının zenci olması ve zenci bi boyacının dans etmesinin sebebini neden araştırmadık...

-bombibom sakız reklamı ardından konkit "kavunlusu çok güzeldi" dedi...
youtube videosu 1. yorumda: "muzlusu manyaktı, hep yutardım" demiş bir vatandaş....neymiş arkadaş bu sakız yaa

-ilk çokoprens reklamlarının birinde hababam sınıfından dombili oynuyor...amma eskiymiş...şaşırtıyor...


17 Ekim 2009 Cumartesi

her kapıyı açar

elhamdülillal liberal demokratım

6 Ekim 2009 Salı

dinn

en sevimli dini söylem hangisidir?



-baykal, "hayırlı olsun " (çarşaflı ablalara rozet takarken)

-napolyon, "din, sıradan insanları sessiz tutmak için mükemmel bir alet"





3 Ekim 2009 Cumartesi

hakkı yeşilay

bu yandaki hakkı kimdir diye sorarsanız,
buyrun hikayesi okuyanız...


konkitle bi restorandayız sene 2006...
önümüzde balık, elimde rakı...

sahilde bi adam dikkatimi çekti...
nedendir bilinmez içimi deşti...

taaa plajın ucunda oturuyor...
başı önde, öle denize doğru düşünüyor...

"konkit bu adamın büyük bir derdi var"...dedim
"ben bi yanına gideyim"

gittim, "oturayım mı abi" dedim...buyur etti, oturdum...
"sana bakıyorum bayadır, nedir abi sıkıntın?" diye sordum


"benim bi hayalim vardı" dedi..."denizi olan bir yerde yaşamak"...
"böyle oturmak, denize karşı keyif yapmak"...


"ne güzel işte" dedim..."güneş batıyor, deniz, sahil, radyo, bira, "...
"nedendir bu hüzün beya?"

"elezığlıyım ben aslında" dedi... "oldu bi kan davası"
"kaçmak zorunda kaldık, eşi dostu evi oralarda bıraktık"


"taş bir evim vardı tahta kapılı, kışın çok soğuk olurdu"...
"mutluyduk ama bulamazsakta yakacak odunu"...


"gözümde tütüyor hepsi, bi dönebilsem, girebilsem o tahta kapıdan"
"istemiyorum başka birşey allahtan"...


susup kaldım bir süre...ne biçim şeydir bu töre...
ama asıl dert töreden de öte...


hayaller boş işte çoğu zaman,
eş dost muhabbet gerçek olan...

taş bir evin olacak, ama gerçekten senin olacak,
evde neşen huzurun eksik olmayacak...


velhasıl berkelam ayaküstü hayat dersi aldık Hakkı Yeşilay abiden...
hikayesi derinden üzüyor insanı sahiden...

"yeşilay soyadlı başka kimse yok buralarda" dedi, "sorsan gösterirler evimi"
"gelirsen uğra bir daha, misafir edeyim seni"

memleketim insanı samimiyeti...
kavga etmeyelim, böldürmeyelim arkadaşlar bizi...

dedim "bi fotoraf çekelim meşhur edeyim seni"
neşelendirdim kendisini..

gölge oyunu

"karagöz ve hacivat kardeşlerimizi huşu ile anıyoruz"

2 Ekim 2009 Cuma

şaşı bakmadan şaşır

çok entresan birşey... kelimelerin ilk ve son hrfaelirni bu şkdeile sbait ttuup dğierelirni dğeiştiirncne hlaa ounkaiblioyr...

isann byeni bir aaciyp çlaışıoyr a dostlar...