30 Mayıs 2009 Cumartesi

mini macera: mini şamil

lütfünün canı pek sıkkınmış...gideyim bi hocaya okutayım da sıkıntım geçsin diye düşünmüş, şeyh şamilin evinin yolunu tutmuş...
az bi beklemeden sonra sıra lütfüye gelmiş...
şeyh "ne şikayetin var evladım" demiş...lütfü "çok sıkılıyorum be hocam, çok sıkılıyorum" diyip boynunu bükmüş...
şeyh düşünmüş "gel evladım mini şamille oyna biraz bişeyin kalmaz" demiş...
lütfü sinirle "hoca" demiş "koskoca şeyhsin hiç yakışıyo mu sana tutturmak!!" demiş...
şeyh gülerek cevap vermiş " ya tutarsan!!"
"siz de tutmayın sevgili okurlar, inanmayın böle şeylere"
"ayrıca ufkumuzu açan nasrettine teşekkürker"

29 Mayıs 2009 Cuma

inan

-kendine inanmayan, kimseye inanmaz-
-kimseye inanmayan insan yalnızdır-
-"yalnız insan" olmasada olur-
-farketmem varlığını yokluğunu-

24 Mayıs 2009 Pazar

buhran


buhran var atamıyorum,
nedendir anlamıyorum,
eğleniyo gibi oluyorum,
içim sıkılıyor anlamıyorum...

21 Mayıs 2009 Perşembe

sıla

istanbulu özlemişim arkadaş yaa...

15 Mayıs 2009 Cuma

award


"I dedicate this fotograph to my beautiful and lonely konkit at home, which I love passionately."

9 Mayıs 2009 Cumartesi

tolga yazan kaymak hoca

"sabahtan beri 'padişahım çok yaşa' sesleriyle sultanahmet yıkılıyor" dedi yaver...
"muhammediye ciddeyide düşürmüş, asker bayram yapıyor"diye ekledi...

vatansever fırkateyni baş müfettişi köstil efendi gururlandı...onca yıl bu vatana hizmet vermiş, nice nişanlara vakıf olmuş ama hiç bi zaman bu kadar göğüsleri kabarmamıştı...bu projenin baş mimarıydı o...

"ahhh ah" diye iç çekti köstil efendi...mutluluğu hüzne dönüşmüş gözleri dolmuştu...yavaş adımlarla iskemleye oturdu başını eğdi...

şaşıran yaver anlam veremedi bu hüzne...sessizce:

"hayırdır efendim, niye üzüldünüz"

yaverin gıyabetini toyluğuna veren köstil efendi:

"tolga yazan kaymak hocayı tanırmısın?"

"bilemedim efendim, kimdir?"

"ah çocuk" dedi köstil efendi iç çekerek..."anlatayımda öğren o zaman"
yaver yavaşça masaya yaklaştı...kafasıyla onay alarak iskemleye oturdu...köstil efendi sakallarını okşayarak:


"sene 1758, sonbahar...padişah hazretleri benden ordu için yeni bir vesika yaratmamı emretmiş idi...yıllar boyunca yapılan çalışmaların faydasız kaldığını bildiğim için kellemin gideceğinden emindim...ordu hep kötüye gidiyordu...günlerden bir gün yine umutsuzluğumun sellerinde boğulurken gevur abbiatinin tavernasında kaymak hoca ile karşılaştım...neşeli tavırları ve hayata bakışıyla hemen hayatıma girmişti..."

yaver öksürdü...bi an duraksayan köstil efendi:

"neyse açtım sıkıntımı kendisine...orduya yenilik getirmem lazım, yoksa 5 vakte kadar kellem yuvarlanacak dedim...sadece güldü...şarabını dikti ve "gel kardeşim" dedi, "senin ilacın bende"...aldı beni karaköye götürdü...ordaki esnaf eşrafından hoşlanmazdım ama yinede gittim...dehliz gibi bi yere soktu beni..."çıkar" dedi içeriye gitti...korktum tabii...karanlıktı...çıkardım peştemalı çırılçıplak kaldım..."

"eee sonra" dedi yaver şuursuzca...

"hösst" dedi köstil efendi...

"affedin efendim" diyerek ezikledi yaver hemen...sakallarını kaşıyan köstil efendi devam etti:

"höösst dedi bana kaymak hoca...meğerse sadece fesi çıkarmamı istemiş....giyindim hemen tabe ..he he....neyse elinde kocaman bi tolga vardı..."bak bakalım" dedi..."sizin tolgalardan farkını anlayabilecekmisin?" ...aldım kafama taktım aynada baktım...anovv o da ne..."

"nedir" dedi yaver merakla.... köstil efendi:

"maşallah" dedi köstil efendi..."maşallah yazıyodu tolganın üstünde...o anda şimşekler çaktı kafamda..askerin motivasyonu için mi dedim...evet dedi kaymak hoca...o günden sonra çok sayıda üstünde askeri savaşta cesaretlendirecek, gittiği yolları, aştığı dağları yorulmadan geçeceği, laflar bulduk kaymak hocayla..o da padişaha sunacağımız tolgaların yazılarını yazdı..."

suskunluk oldu...köstil efendi başını eğdi:

"selvi boylum al yazmalım, rampada geçme beni düzlükte düzerim seni, tek rakibim ohy, aşkın bir sabun ise köpürt beni pakize, şoförün bahtı kara muavinin gönlü yara.. ve daha niceleri...."

"vay anam" dedi yaver..."demek projeyi kaymak hoca buldu"

"yaa" dedi köstil efendi üzüntüyle..."ortağımdı o benim"

"peki ne oldu tolga yazan kaymak hocaya?" diye sordu yaver...

"midesine pek düşkündü kaymak, bi gün iddaa üzerine 5 posta yağlama yiyip mide fasatından rahmetli oldu" dedi köstil efendi...masaya kapandı...

sözün bittiği andı...yaver yerinden kalktı ve sessizce odadan çıktı...
---
yaverin çıkmasıyla köstil efendinin gözyaşları yerini gülümsemeye bıraktı..."5 posta yağlama yenir mi be kaymak...ah kaymak ahhhhh..." dedi içinden...

8 Mayıs 2009 Cuma

bi süredir severek dinliyorum köşesi

wax poetic.... çok sevdiğimiz slow porno-jazz fırtınasını iliklerimizde hissettiriyor... çok ritmik tekrarlar, kararınca üflemeli, ne dediği belirsiz vokaller, yumuşak klavye, kafasına göre takılan bass...

sessiz ortamda sesini açarak dinleyin...keyifli bir cuma gecesi şehir ışıklarına bakar gibi...

3 Mayıs 2009 Pazar

yağlı güreş sporu üzerine şakalar

resim 1


resim 2
.
alternatif sonlar
resim 1 :
s1: kısmetli adamsın berkemal...
c1: adımız osman dedük..
.
s2: kısmetli adamsın berkemal...
c2: nası yakışmışmı...köylü pazarından aldım...
.
s3: kısmetli adamsın berkemal...
c3: meydanlarda gözüm kara, yatakta baca kara...(konkitin son'u.. kendini aşıyor günden güne)
.
resim 2:
g1: elalemin ortasında ayıboluyo ama...
g2: hani dansa götürcektin beni...
g3: aklın fikrin aynı yerde hans...
daha neler neler...