9 Mayıs 2009 Cumartesi

tolga yazan kaymak hoca

"sabahtan beri 'padişahım çok yaşa' sesleriyle sultanahmet yıkılıyor" dedi yaver...
"muhammediye ciddeyide düşürmüş, asker bayram yapıyor"diye ekledi...

vatansever fırkateyni baş müfettişi köstil efendi gururlandı...onca yıl bu vatana hizmet vermiş, nice nişanlara vakıf olmuş ama hiç bi zaman bu kadar göğüsleri kabarmamıştı...bu projenin baş mimarıydı o...

"ahhh ah" diye iç çekti köstil efendi...mutluluğu hüzne dönüşmüş gözleri dolmuştu...yavaş adımlarla iskemleye oturdu başını eğdi...

şaşıran yaver anlam veremedi bu hüzne...sessizce:

"hayırdır efendim, niye üzüldünüz"

yaverin gıyabetini toyluğuna veren köstil efendi:

"tolga yazan kaymak hocayı tanırmısın?"

"bilemedim efendim, kimdir?"

"ah çocuk" dedi köstil efendi iç çekerek..."anlatayımda öğren o zaman"
yaver yavaşça masaya yaklaştı...kafasıyla onay alarak iskemleye oturdu...köstil efendi sakallarını okşayarak:


"sene 1758, sonbahar...padişah hazretleri benden ordu için yeni bir vesika yaratmamı emretmiş idi...yıllar boyunca yapılan çalışmaların faydasız kaldığını bildiğim için kellemin gideceğinden emindim...ordu hep kötüye gidiyordu...günlerden bir gün yine umutsuzluğumun sellerinde boğulurken gevur abbiatinin tavernasında kaymak hoca ile karşılaştım...neşeli tavırları ve hayata bakışıyla hemen hayatıma girmişti..."

yaver öksürdü...bi an duraksayan köstil efendi:

"neyse açtım sıkıntımı kendisine...orduya yenilik getirmem lazım, yoksa 5 vakte kadar kellem yuvarlanacak dedim...sadece güldü...şarabını dikti ve "gel kardeşim" dedi, "senin ilacın bende"...aldı beni karaköye götürdü...ordaki esnaf eşrafından hoşlanmazdım ama yinede gittim...dehliz gibi bi yere soktu beni..."çıkar" dedi içeriye gitti...korktum tabii...karanlıktı...çıkardım peştemalı çırılçıplak kaldım..."

"eee sonra" dedi yaver şuursuzca...

"hösst" dedi köstil efendi...

"affedin efendim" diyerek ezikledi yaver hemen...sakallarını kaşıyan köstil efendi devam etti:

"höösst dedi bana kaymak hoca...meğerse sadece fesi çıkarmamı istemiş....giyindim hemen tabe ..he he....neyse elinde kocaman bi tolga vardı..."bak bakalım" dedi..."sizin tolgalardan farkını anlayabilecekmisin?" ...aldım kafama taktım aynada baktım...anovv o da ne..."

"nedir" dedi yaver merakla.... köstil efendi:

"maşallah" dedi köstil efendi..."maşallah yazıyodu tolganın üstünde...o anda şimşekler çaktı kafamda..askerin motivasyonu için mi dedim...evet dedi kaymak hoca...o günden sonra çok sayıda üstünde askeri savaşta cesaretlendirecek, gittiği yolları, aştığı dağları yorulmadan geçeceği, laflar bulduk kaymak hocayla..o da padişaha sunacağımız tolgaların yazılarını yazdı..."

suskunluk oldu...köstil efendi başını eğdi:

"selvi boylum al yazmalım, rampada geçme beni düzlükte düzerim seni, tek rakibim ohy, aşkın bir sabun ise köpürt beni pakize, şoförün bahtı kara muavinin gönlü yara.. ve daha niceleri...."

"vay anam" dedi yaver..."demek projeyi kaymak hoca buldu"

"yaa" dedi köstil efendi üzüntüyle..."ortağımdı o benim"

"peki ne oldu tolga yazan kaymak hocaya?" diye sordu yaver...

"midesine pek düşkündü kaymak, bi gün iddaa üzerine 5 posta yağlama yiyip mide fasatından rahmetli oldu" dedi köstil efendi...masaya kapandı...

sözün bittiği andı...yaver yerinden kalktı ve sessizce odadan çıktı...
---
yaverin çıkmasıyla köstil efendinin gözyaşları yerini gülümsemeye bıraktı..."5 posta yağlama yenir mi be kaymak...ah kaymak ahhhhh..." dedi içinden...

2 yorum:

cabeza de turco dedi ki...

valla uc bes kere ayri gun ve zamanlarda basladim okumaya bitirli sonunu getiremedim. kafam dilime dolasti aklim karisti yoruldum... kendimi dar attim blogun disina... Bunu 3 sayfa kisalt getir hemen basalim... bu haliyle uzun olmus...

bahadir dedi ki...

daha kısa olmalı haklısın cabezan...nette uzun yazı bayıyor biliyorum ama sanat işte...kendim için bu sefer...