Lügatta bu zatlar hakkında yazılan çizilenden öte orjinal hikalerindeki benzerlik oldukça şaşırttı beni...
Peter Holeinone yıl 1935 te atar sinderella mevzuunu.. fakat ilk hikayede ormanda gezen değilde sarayda yaşayan 7 tane farklı özellikli cücenin cinderellaya bi takım mevzularda yardım ettiği bilinmekte.....
sonra 1937 de hikayeler ikiye bölünmüş, sinderella ayrı, pamuk ve 7li ekip ayrı olacak şekilde ortaya çıkmış masallar...bak sennn çakala...rant o zamanda varmış demekkim...
Atlı, eşşekli, hayvanlı hikaye yazmak sanki çok zor...
hemen konuyla ilgili aklıma gelen bi masalı patlatayım...
götverelle şirin mi harika bir insanmış...ormanda yaşar kırlardan topladığı adaçayını pazarda satarak geçinirmiş...yaşlı bir amcası varmış bir de...o da zengin mi zengin saraylarda yaşayan bir insanmış...Kötüymüş amaa...çok kötüymüş..
günlerden birgün götverelleyi yolda kurt ısırmış...götverelle:
"ey kurt niye ısırdın?" diye sormuş...
kurt "seni değil elmayı ısırcaktım, kaydı" demiş...
bu numaraya aldanmayan götverelle kurdu sıkıştırıp,
yaşlı amcasının onun yerine geçebilmek için kendisini yolladığını öldürmeden gelme dediğini öğrenmiş...
buna çok üzülen götverelle "al o zaman adaçayını amcama götür"..."götverelle öldü" de demiş...
a r k a s ı y a r ı n....
17 Temmuz 2008 Perşembe
6 Temmuz 2008 Pazar
Pinokyo nun

pinokyo diyince aklımıza gelen ilk şey nedir...burun...
sonra yalan dolan...
sonra gepetto usta....
peki ya sonra...sizin için araştırdık...
pinokyo hakkında wikipedia da yazanı aynen alıntı olarak koyuyorum...merak eden bakabilir...bana biraz saçma geldi.."http://tr.wikipedia.org/wiki/Pinokyo_(kitap)"
"Pinokyo, önce hüsnü usta tarafından sıradan bir odun olarak bulunur. Kiraz usta konuşan kütüğü bulunca çok şaşırır. Bu yüzden arakadaşı Gapetto usta kütük isteyince bu konuyu hiç düşünmeden hem ağlayan hem gülen kütüğü ona verir. Böylece asıl hikaye başlamış olur. Pinokyo türlü türlü yaramazlıklar yapar. Bir keresinde arkadaşıyla birlikte oyuncak kentine gitmiştir. Burada Perşembe günleri okul yoktur ve hafta sonu okul tatildir. Bu kentte haftanın 5 günü perşembe günüdür ve geri kalan günler hafta sonudur. Çocuklar burada ders çalışmadıkları için eşeğe dönüşmüşlerdir. Satıcı da onları satarak zengin olmuştur. Pinokyo, eşek haliyle tam ölecekken Mavi peri onu çocuğa dönüştürmüştür.
Tahtadan bir kukla olarak yaratılan Pinokyo'nun tek isteği Gepetto babasının dileği gibi gerçek bir oğlan çocuğu olmaktır. Ama bunu elde edebilmesi için egoist kişiliğinden vazgeçmesi gerekecektir. Bunun için Gepetto'nun sevgi dolu yuvasından ayrılıp dünyayı keşfetmek üzere eğitici bir yolculuğa çıkar.
Bu yolculuk sonunda Pinokyo mavi peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürülür.Ve bu mavi peri ona bir sihir yapar.Her yalan söylenişiğinde pinokyonun burnu uzar.."
haa...
bunları hatırlıyormuyuz...no thanks...hüsnü usta kim? kiraz usta nedir?..eşşekli olay ne alaka?"
bana bu hikaye biraz sıkma geldi...onu da geçtim nası bir anlatım bu yaaa....sabahlara kadar düşünün bu konu üzerine....
21 Haziran 2008 Cumartesi
Türkiye-Hırvatistan

isteyince oluyor...
herkes kafasını çevirdi...
zaman o kadar kısıtlıydı ki kimse inanmadı...
nası yaa...
kapıya eli sıkıştı...
1 cm daha içerde olsaydı kırılcaktı belkide...
acımadı bile...
nası yaa...
birgün sabah kalkıcaz...
neşeli bir kahvaltı...
işe gidiyoruz...küt...öbür tarafa...
nası yaa demeye kalmadan...
iyilikler hep kötülüklerin içinde...
hayatta 5 gol atmak yerine, 1 gol yiyip 2 atmak daha iyi sanırım...
daha anlamlı olması için...
NASI KOYDUK AMA...demek için :)
19 Haziran 2008 Perşembe
Yaprak Dökümü ve Yaraye Üzerine
İnim inim inleyen küçük beyinli ev kadını Hayriye,
Evil ama aslında aramızdan biri Ferhunde,
Saf salak delikanlı Şevket,
Saf salak yaşlı delikanlı Ali Rıza,
Akıl küpü iyilik meleği Fikret,
Kafasız Necla ve Leyla,
Son olarakta ailenin en silik ve Hayriyenin yaş
itibariyle doğurması imkansız olan
Küçük kardeş Ayşe....
Hastasıyız...Güldürürken düşündüren, ağlatırkende
düşündüren bu bedbaht sosyal özürlü aileye nedense
bağımlıyız...
hımmm...Peki en acılı anlarda, gözlerin kızardığı o
insanı titreten gerçekleri öğrendiğimiz anda yapımcının
seçtiği şarkıya ne demeli....valla bir sonraki bölümde
izleyin ve dikkatlice dinleyin...asıl gizli mesaj sanki melodide
gizli....
"Yine ay doğuyoor......yine günler uzaaak.....
Uzanır geceler ahaaaha hüzüne dolanır
uykudan sabaha."
"yarraaye, yarraayeee..... yarra ye yarrayeee.....
la lalaahaaaha yarraaye yarra ye
yarra yeeeeeee"
Yalan mı?
Evil ama aslında aramızdan biri Ferhunde,
Saf salak delikanlı Şevket,
Saf salak yaşlı delikanlı Ali Rıza,
Akıl küpü iyilik meleği Fikret,
Kafasız Necla ve Leyla,
Son olarakta ailenin en silik ve Hayriyenin yaş
itibariyle doğurması imkansız olan
Küçük kardeş Ayşe....
Hastasıyız...Güldürürken düşündüren, ağlatırkende
düşündüren bu bedbaht sosyal özürlü aileye nedense
bağımlıyız...
hımmm...Peki en acılı anlarda, gözlerin kızardığı o
insanı titreten gerçekleri öğrendiğimiz anda yapımcının
seçtiği şarkıya ne demeli....valla bir sonraki bölümde
izleyin ve dikkatlice dinleyin...asıl gizli mesaj sanki melodide
gizli....
"Yine ay doğuyoor......yine günler uzaaak.....
Uzanır geceler ahaaaha hüzüne dolanır
uykudan sabaha."
"yarraaye, yarraayeee..... yarra ye yarrayeee.....
la lalaahaaaha yarraaye yarra ye
yarra yeeeeeee"
Yalan mı?
"Beck n Bauer"

Neşemizi bulmuşken bi fıkra daha patlatmadan duramıycam...
Lutfu yeni aldığı eve taşınmak üzereymiş...insanlar harıl harıl
eşyaları taşırken gördüğü manzara karşında şu suali yönelmiş
hamala..."olum ne yapmışsınız lan gül gibim 'beck n bauerin'
bacaklarını sökmüşsünüz....kaç para bilıyomusun bu?"
hamal hemen cevabı yapıştırıvermiş...."piano piano bacaksız"......
hahahaha...
Sevgili blog alemi...

kendi kendine yorum bırakan delülere sesleniyorum...
bakın hiç iyi yolda değilsiniz...sizi takip ediyorum bak...
hemen bunla ilintili aklıma gelen fıkrayı yazayım...
temel blogger olmaya karar vermiş... açmış
"temele gel" i yazdıkça yazıyor...atıyor tutuyor..vayy..
yorumlar çılgın sabahlara kadar yazıyor halk...
dursun tabi kıllanmış durumdan hemen temelin yanına...
"timel ne ediysunda bu kader halkı topleysun bloga" demiş...
temel ne cevap verse beğenirsiniz... "sağa ne len skik"
bu neşeli fıkradaki gibi temel olacağınıza, olmayın daha iyi...
1 Mayıs 2008 Perşembe
Nasrettin Haklıydı
Hoca ofiste tantuni yiyormuş...Yandan geçen köylünün biri sormuş:
"Hoca hoca napıyon?"
"Hamdolsun..Sen?"
"Hoca klavyeye ayran çalınırmı beyav onu diyorum...!!!"
"Ya tutarsa?
Fıkra konusu ben ayranı masaya, klavyenin içine,bürosite ve üstüme döktüm...Kendimi temizlemeye çalışırken geçen 3 dakika içinde yayılan ayran klavyenin üstü ve masada yoğurt olmazmı? olur...
Yağlı yağlı mis gibi yoğurt...demek ki nereye döksen tutuyo bu meret....hoca haklıymış....
"Hoca hoca napıyon?"
"Hamdolsun..Sen?"
"Hoca klavyeye ayran çalınırmı beyav onu diyorum...!!!"
"Ya tutarsa?
Fıkra konusu ben ayranı masaya, klavyenin içine,bürosite ve üstüme döktüm...Kendimi temizlemeye çalışırken geçen 3 dakika içinde yayılan ayran klavyenin üstü ve masada yoğurt olmazmı? olur...
Yağlı yağlı mis gibi yoğurt...demek ki nereye döksen tutuyo bu meret....hoca haklıymış....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)